Türkiye Kurulu Bir Saatli Bomba

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 9 Aralık 2020 Tarihli Açıklaması

Türkiye Kurulu Bir Saatli Bomba

Yönetilemeyen ekonominin COVID-19 salgını ile daha da yönetilemez duruma geldiği koşullarda işçi ve emekçiler için yaşam ateşten gömlek durumunda. Salgın’ın tüm yükü yine işçi ve emekçilerin sırtına yükleniyor. Bu konuda resmi verilerden yola çıkarak yargıda bulunmak iki açıdan yanlış sonuçlar doğuruyor. Birinci neden, veriler ile oynanmasıdır. TÜİK ve diğer resmi kurumlar gerçek verileri paylaşmıyorlar. İkinci neden, veriler güvenceli ve sigortalı çalışanlar dikkate alınarak hazırlanıyor. Neki, ülkede sigortalı ücretli sayısının iki-üç katı kadar da kayıtsız çalışan işçi ve emekçi mevcut. Bu ücretliler verilerde hiç yer almamaktadır. Dolayısıyla, İŞKUR üzerinden yapılan sözde yardımlar, sadece kayıtlı olan ücretlileri kapsamaktadır. Gündelik yevmiye işlerinde, kayıtsız olarak üretim, inşaat, tarım, hizmet vb sektörlerde çalışan işçi ve emekçilerin bir anda tüm gelirleri sıfırlanmıştır. Bırakınız borç ya da kira ödemeyi, günlük temel beslenme giderlerini dahi karşılamaları mümkün değildir.

Bu koşullarda 2020 yılı sonlanırken Asgari Ücret yeniden belirlenecek. Üzerinde konuşulan miktar Asgari Ücretin 2.800-2.900 TL dolayında belirlenmesi yönünde. Halbuki yüzde 25’leri aşan enflasyon koşullarında, neredeyse tüm temel besin maddeleri ithal edildiğinden ve dövize endeksli olduğundan ücretlilerin, işsizlerin, emeklilerin ve yoksulların geçinebilmeleri için gereken aylık gelirleri 3 kişilik bir aile için 3.000 TL açlık sınırına tekabül ediyor. 5 kişilik bir aile için açlık sınırı rakamı 4.500 TL’dir.

Bu durumda Asgari Ücret’in en az 5.000 TL olarak belirlenmesi ancak açlık sınırını aşmayı sağlayacaktır. Asgari Ücret’in olması gereken rakam yoksulluk sınırı dikkate alındığında en az 8.000 TL olması gerekmektedir. Mesele sadece Asgari Ücret meselesi değildir. İşsizlerin, emeklilerin ve kayıt dışı çalıştıkları için işsizlik istatistiklerine dahil olmayan yoksulların da elde etmeleri gereken gelir Asgari Ücret ile aynı düzeyde olmalıdır. DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ Federasyonlarının yürüttükleri Asgari Ücret belirleme çalışmalarında tüm bu verileri dikkate almaları gerekmektedir.

Talep ettiğimiz bu rakamlar yüksek rakamlar değildir. F.Almanya’da Asgari Ücret belirleme sistemi yoktur, ancak asgari saat ücreti belirlenmektedir. Net asgari saat ücreti de brüt 9,50 Euro, net olarak ise 7,50 Euro’ya tekabül etmektedir. Bu ise aylık 1.200 Euro, yani yaklaşık 12.000 TL net asgari ücret anlamına gelmektedir. Kendilerini karşılaştırmayı pek sevdikleri ve yaklaşık aynı nüfusa sahip olan F.Almanya ile bir de kendilerini Asgari Ücret anlamında karşılaştırmalarını önermekteyiz. Emeklilik aylıkları konusunda da durum şöyledir. Yalnız yaşayan emekli bireylere 1.250 Euro yani yaklaşık 12.500 TL, emekli çiftlere ise 1.950 Euro, yani 19.500 TL asgari emekli aylığı ön görülmüştür. Bu miktarın altında emeklilik maaşı alanların maaşları ihtiyaç Bakım Kurumu tarafından tamamlanmaktadır.

83 milyon nüfuslu ülkemizde sadece 13 milyon işçi ve emekçinin ve de sadece 2 milyon esnafın sigortalı ve güvenceli statüde çalıştığı dikkate alındığında, istatistiklerde ele alınmayan kayıt dışı çalışma oranının aşırı yüksekliği anlaşılmaktadır. Çünkü bilinmektedir ki Türkiye’de kayıtsız güvencesizler ile birlikte çalışan işçi ve emekçi sayısı 40 milyon, kayıtsız esnaf sayısı da en az 7 milyondur.

Türkiye’nin işçi, emekçi, işsiz ve emeklileri bu verilerden yola çıkıldığında uluslararası verilere göre yoksul kategorisinde değerlendirilmektedir. Bu yılki Asgari Ücret öngörüleri ve talepleri göz önüne alındığında, ve de emekli ve kayıtdışı çalışanların hiç dikkate alınmadığı değerlendirildiğinde aslında Türkiye’nin nasıl kurulmuş bir saatli bomba üzerinde oturduğunu anlamak hiç de zor olmayacaktır. Bu gerçeği sadece bir kez daha hatırlatmak istedik.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
9 Aralık 2020