Sınıfın Örgütlenmesi ve Deneyleri

Sınıfın Örgütlenmesi ve Deneyleri

Sınıfın örgütlenmesi konusu Komünist Partilerin en önemli görevi, varlık nedenleridir. Şimdi önce 31 Mart Mahalli İdare Seçimleri ve daha sonra 23 Haziran İBB Başkanlığı seçiminin yenilenmesi sonucu ülkede ortaya yeni bir durum çıktı. İşçi, emekçi ve yoksullar, rejim partilerine kırmızı kart gösterdiler. Bu seçmenlerin bir kısmı, daha önce rejim partilerine oy vermiş seçmenlerdi. Onların karşı oy vermeleri olumlu ve önemli bir gelişme. Ancak hali hazırda rejim partilerine, özellikle de AKP’ye oy veren milyonlarca işçi, emekçi, köylü, emekli, işsiz ve yoksul var. Şimdi güncel görevimiz bu oyları karşı oya çevirmektir. Sadece karşı oya çevirmek de yetmez, bu kitlelerin içinde kalıcı örgütlenmeler sağlamak ve öncü unsurları sınıf mücadelesine kazanmaktır.

Rejim, ekonomik ve siyasal bir kriz içinde kıvranıyor. Bu krizin bedelini de en fazla işçi, emekçi, köylü, işsiz, emekli ve yoksullar ödüyor. Geçim durumu daha düzgün olan halk kitleleri de kuşkusuz bedel ödüyor, ancak saydığımız toplumsal kesimler kadar değil. Onların da ekmeği küçülüyor, ancak saydığımız toplumsal kesimler aç kalıyor, işsiz kalıyor, çocuklarını okutamıyor, kiralarını ödeyemiyor, elektrik, su, gaz faturalarını ödeyemiyor. Kısacası yoksulluk düzeyinden açlık sınırı düzeyine düşüyor.

Kriz kuşkusuz ki patronları da etkiliyor. Ancak onlar da bunun acısını işçi ve emekçilerden çıkarıyorlar. Parasız izin veriyorlar, vardiyeleri eksiltiyorlar, tenkisata gidip işçi çıkarıyorlar. Orta ve küçük dereceli işletmeler de hem işçi çıkarıyor, aynı zamanda maaş ödemiyor.

Krizin yükü bu derece omuzlarına yüklenen hali hazırda henüz çalışan işçi ve emekçiler ise kredi ve kredi kartı borçlarını boyunlarında bir giyotin gibi hissediyorlar. İşlerini kaybetmemek için patronların her türlü dayatmalarına karşı çıkamaz duruma geliyorlar.

Bu gerçeklik, işçi, emekçi, köylü, işsiz, emekli ve yoksullar arasında kendi öz sorunları temelinde örgütlenme olanaklarını artırıyor. Dar ve kısa vadeli politik çıkarları terkederek, sınıfın örgütlenmesini güçlendirmek zorundayız. Mesele işçi sınıfını ve bu toplumsal kesimleri bir anda politik faaliyetin içine çekmek olmamalıdır. Bunu dar anlamda kastediyoruz. Değilse, AKP’ye, MHP’ye ve bilumum farklı burjuva partilerine oy vermiş ve hatta zorunlulukla üye olmuş işçi ve emekçi kitleleri sınıfsal temelde bir araya getirmek ve hareketlendirmek durumundayız. Onlar daha önce oy verdikleri partiler ile kendi yaşam gerçeklikleri arasındaki çelişkiyi kendileri bilince çıkaracaklardır. Bizler sadece buna ortam yaratacağız. Ve bu ortamı yaratmak için sunni sorunlara ihtiyaç duyulmamalıdır. Bu sorunlar vardır ve kendileri tarafından her gün yaşanmaktadır.

Amacımız şu olmalıdır: Daha önce örneğin AKP’ye oy vermiş veya hatta üye olmak zorunda bırakılmış bir işçide artık AKP’ye oy vermeme bilincinin oluşmasına yardımcı olmak. Eğer doğru ilişki kurar ve doğru çalışma yaparsak bunu başarmak işten bile değildir. Toplumun dini ve kültürel hassasiyetlerini gözeterek, kendilerinin karşı karşıya kaldıkları haksızlık ve zorlukların bilinçlerine çıkarılması ve o doğrultuda harekete geçmelerini sağlamak çalışmanın kendi akışı içinde gelişecektir. Tüm parti örgütü ve tek tek yoldaşlarımızın, çalıştıkları ve oturdukları alanlarda bu çalışmaya hız vermeleri gerekmektedir. Yerellerde ve işyerlerinde o bölgenin veya işyerinin koşullarına uygun yaratıcı örgütlenme biçimleri geliştirilmesi zor değildir. Bu çalışmalar kimi semt ve işyerlerinde verimli ve ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Yaşanan pratik deneyler bunun olabileceğinin kanıtıdır. Şimdi bu deneyleri parti örgütü üzerinden yaygınlaştırıyoruz ve tüm yoldaşlarımızın önüne bir görev olarak koyuyoruz.

Bu tür bir çalışma yaygınlaşıp geliştikçe, dışarıdan merkezi bir çalışma izlenimi vermese dahi, tüm sonuçları aynı kanala akacak ve zamanı geldiğinde bir sel gibi büyüyecek fırtınaya dönüşecektir. Çalışmanın doğal sonucu şu olacaktır: Daha önce rejim partilerine oy vermiş veya vermek zorunda bırakılmış geniş işçi, emekçi ve yoksul toplumsal kesimler, birey birey bu çalışmalara katılması sonucu ortaya rejime karşı bir muhalefet hareketi oluşacaktır. Bu yığınlar ister istemez rejimle ve daha sonra devletle karşı karşıya gelecekler ve süreç içinde daha da bilinleneceklerdir. Parti örgütlerimiz bugünden bu tür somut deneyleri yaşamaktadırlar.

Rejim partilerinin içine düştükleri kriz onları bu yığınlara karşı daha da saldırganlaştıracak ve yığınların rejim partilerinden süreç içinde tamamen kopmalarına neden olacaktır. Bu süreç sınıf mücadelesi içinde sınıfın örgütlenmesinin somut deneyi olmaktadır. Bu süreçte iki önemli konuya dikkat çekmek istiyoruz. Sınıf çalışması yerllerde ve işyerlerinde kendine özgü yaratıcı yöntemler ve örgütlenme biçimleri yaratır. Bizler buna öncülük etmeliyiz. İkincisi, istikrar, sabır ve süreklilik sağlamalıyız. Bir çok faktör mücadeleye yaklaşan işçi, emekçi ve yoksulları ikircikli hale getirebilir. Bunların bir tanesi bizim hatalarımızdır, diğeri de “mahalle baskısı” olarak adlandırılan toplumun alışkanlıklarının aşılması sorunudur. Bizler tüm bu sorunların üstesinden gelebiliriz.

Önümüzdeki süreç parti çalışmalarımızın zaten sürekli gündeminde olan bu çalışmaların daha da gelişeceği bir dönem olacaktır. Değişen koşullar ve içinde bulunulan kriz buna elverişli ortam yaratıyor. Partimizin de parti örgütlerinin çalışmalarını değerlendirirken ana kıstası bu çerçevede olacaktır. Partimize gönül vermiş, sempati duyan, ben TKP’liyim diyen çevremizi bu çalışmalar ile sınıfsal ve siyasal kitle çalışmasında ileri bir düzeye taşıma olacağımız vardır. Şimdi her bir yoldaş ve parti dostumuzun kendi beceri ve ustalığını ortaya koyma dönemidir. Havanda taş dövmeden, içi boş ve kof ajitasyonlara prim vermeden somutu yakalamamız düne göre daha mümkündür.

Bu perspektifi yenilerken özellikle son bir yıldır büyük şehirlerin işçi yatağı mahallelerinde ve seçilmiş pilot işyerlerinde elde edilen deneylerden yararlanıyoruz. Doğru çalıştığımız her alanda sonuç alındı ve ilerleme kaydediliyor. Yerellere ve işyerlerine göre böyle çalışmalar yürütmenin reçetesi yok, ancak ilkeleri var. Bu ilkeler de yoldaşlarımız açısından parti program taslağımız ve tüzük taslağımızda yazılıdır. Onun dışında her temel parti örgütümüz ve olmadığı yerde yoldaşımız kendi çalışma alanına uygun plan, program, süreç ve reçeteleri kendisi geliştirecektir. Komite, girişim, dernek, kooperatif, sendika, meclis, konsey, imece gibi aklınıza ne gelirse çoğaltılabilecek yüzlerce örgütlenme biçimi örneği vardır. Belirleyici olan ilgili il ve ilçelerdeki parti örgütlerimizin ve yoldaşlarımızın yaratıcılık sergilemeleridir. Krizden etkilenen kitleleri değişik nedenlerle bir araya getirme becerisidir. Konuyu bağlarken sadece yaratıcı bir örnek olmak açısından bugüne dek iki üç yerde yaşama geçirilmesi başarılmış örneklere değinmek istiyoruz. Yaratıcılığını değerlendiren bir yerelde parti birimimiz, iki yerelde de yoldaşlarımız, sempatizanlarımız ile birlikte “Camii Yardımlaşma Derneği” çerçevesinde bizzat camii cemaatinin de katılımıyla böyle bir çalışmayı oturtma becerisi göstermişlerdir. Bu deneylerin bir tanesi Ege’de kırsal alandadır, diğeri Karadeniz’in bir köyündedir,  bir diğeri ise büyük bir şehrimizin mahallesindedir. Sadece bu örnekler dahi bize başarılı çalışmanın anahtarını vermektedir.