Bir ülkede çaresizlikten dolayı insanlar intihar etmek gibi bir karar verme durumuna geliyorlarsa, anneler çocukları ile birlikte çöplerden çürük besin maddeleri toplamaya zorlanıyorlarsa ekonomi ve politika üzerine fazla derin tahliller yapma gereksinimi ortadan kalkıyor. Sonuç olarak verilebilecek bu çarpıcı iki örnek ekonomi ve politikanın iflasının işaretleridir. Kömür, patates, soğan, makarna dağıtarak bu sorunu çözebilmeleri mümkün değildir. Bunlar zamanında oy alma aracı olarak değerlendirildi ise de, artık o işlevini yitirmiştir. Artık bir önlem olarak uygulanmakta ve propaganda aracı olarak kullanılmaktadır. Buradan şu sonuç çıkıyor: Meselenin farkındalar ve çözüm üretemiyorlar.
Bizler açısından kapitalizmin ekonomik sorunlara çözüm üretemeyeceği aşikar. Ancak önemli olan bizim bunu bilmemiz değil, geniş işçi ve emekçi halk yığınlarının bu gerçeğin farkına varmalarıdır. Düşününüz ki toplumun en yoksul kesimleri dahi bu rejimin oy tabanını oluşturdu. Kolay olmayacak ama kendi deneyleri temelinde gerçeği görmeleri önemlidir. İşçi sınıfının politik örgütlenmesinin geniş işçi, emekçi ve yoksul kitleler arasında etkisinin artması ne denli önemli ise, onların kendi deneyleri temelinde bilinçlenmeleri de işçi sınıfının politik örgütünü ve etki alanını geliştirecektir.
Bir toplumu değişik yöntemlerle yanıltarak, aldatarak oy tabanı olarak tutabiliyorlar. Ancak, gerçek yaşamda yaşanan zorluklar belirli bir sınırı aştıktan sonra bu durum değişir. Nasıl ki coşkun akan bir nehir baraj kapaklarını patlatıp kendine yol açarsa, tüp gaz tüpüne veya araba tekerleğine fazla gaz veya hava basıp güm diye patlamasına ve parçalanmasına sebep oluyorsa, toplum üzerindeki baskının da aynı şekilde patlayıp var olan tüm yapıları parçalayacağı gerçeğini hiç bir zaman unutmamamız gerekir. Gidişat bu yönde, çünkü toplumda işçi, emekçi ve yoksullar üzerindeki basınç sürekli artıyor.