“Evde Kal” - “Aç Kal” ve Dayanışma Ağları

“Evde Kal” - “Aç Kal” ve Dayanışma Ağları

Türkiye Komünist Partisi Merkez Yayın Organı ATILIM

Ülkede Korona Virüsü salgını yaygınlaşmaya devam ediyor. İktidar, “Evde Kal” kampanyası ile banka, büro ve sigorta emekçilerini evden çalışmaya teşvik ediyor. Sanayii ve sağlık sektörü, şantiyeler, tersaneler, madenler ve hizmet sektörünün önemli alanları tam gaz çalışmaya devam ediyor. Yevmiye ile sosyal güvenceden yoksun çalışan milyonların ise çalışması yasaklandı ve açlığa mahkum edildiler. Şimdi yeteri kadar kazançlı çalışamayacak olan ve ürettiklerini satamayacak olan işletmeler geçici bir süreliğine, belki bir kaç aylığına tezgahları kapatacaklar. Bu işletmeler işçilere “ücretsiz izin” önermeye başladılar. Pekiyi, hem “evde kal” hem de “aç kal” konusu nasıl çözülecek.

Bu konunun tek bir çözümü var. “Ücretli Resmi Tatil”. Partimiz bu istemi ortaya atıyor. Ve bu uygulama, şu anda hijyen olmayan, korumasız koşullarda çalıştırılan tüm işçi ve emekçiler için geçerli olmalıdır.

Çalışması yasaklandığı için evine ekmek dahi götürecek durumda olmayan günlük yevmiyeci işçi ve emekçilere devlet kendi bütçesinden en düşük resmi “asgari ücret” üzerinden maaş bağlamalıdır. Bunun için “para yok” deniyorsa, Saray’ın, Diyanetin bütçesinden aktarsınlar ve savaşa son verip savaş için ayırdıkları bütçeyi bu alana kaydırsınlar.

Elinde bu olanaklar varken iktidar ne yapıyor? “Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası” açıyor. Bu kampanyayı Cumhurbaşkanı’nın ağzından duyuruyor. Ve ertesi günden itibaren tüm mobil telefon kullanıcılarına “8119’a kısa mesaj atarak 10 TL katkı sağlayabilirsiniz” mesajları atılıyor. Komedi mi, trajedi mi demeli? Devlet, iktidarı aracılığıyla yardım etmesi gereken yoksullardan para dileniyor.

Belediyelere de “dayanışma kampanyası” düzenleme yasağı geldi. İşçiler, emekçiler, işsizleri, emekliler, yoksullar “Ücretli Resmi Tatil” ve “Devlet sosyal güvencesi olmayanlara Asgari Ücret düzeyinde maaş ödemeli” istemlerini yükseltmelidir.

Diğer yandan da her mahalle ve semtte “Dayanışma Ağları” örgütlenerek, devletin ve iktidarın yapmadığı görev, demokratik güçlerin dayanışması olarak ihtiyaç sahiplerine iletilmeye başlandı bile. “Dayanışma Ağları” yerellerde, fabrikalarda, işçi yatağı semtlerde, insanlığını yitirmemiş, hangi siyasi tercih sahibi olursa olsun, tüm yurttaşlarımızın bölgenin demokrasi güçleri öncülüğünde yarattıkları bir öz örgütlenmedir. “Dayanışma Ağları” bu çürümüş kapitalist düzene verilen güzel ve değerli bir yanıttır. Yerellerde ve işletmelerde geleceğin muhalif direnç odaklarının nüveleridir. Kutluyor, başarılar diliyor ve bulundukları her alanda bu çalışmalara aktif olarak katılan, kurulmalarına öncülük eden, yoldaşlarımız ve parti örgütlerimize teşekkür ediyoruz. Komünist çalışma yaşamda böyle karşılığını bulur.